22 Aralık 2008 Pazartesi

gibi

bugün çenemde iki iğrenc sivilce çıktı ve ben onları
düşünmekten bir türlü çalışamıyorum.
pazartesileri etrafımdaki herkesten inanın nefret ediyorum.
ama öğlene doğru geçiyor gibi gibi.

kaçmak istiyorum.

27 Kasım 2008 Perşembe

sustum


bişiler yapabilme şansın ve yeteneğin olduğunu bile bile kös kös oturakalmak kadar kötü bişi yok sanırım.(tamam iki kere bişi dedim biliyorum.)
dün aksam nefes alamadığım hissettim.bunun için somut bir nedenim olması gerekiyor biliyorum ama bende tam tersi.herşey olması gerektiği gibi.

mucizelere inanmayan bir benliğim var ve ben zaten yaşamam gereken kadarını yaşıyorum.
e o zaman bu isyanım ve iç sıkıntım neden hiç hiç bilemedim.:(

silkelenmem lazım ama o kesin bi kere.

**resim yapmalıyım, yağlı boyalarım tualim herşeyim var.
*kartpostal projem var, ee tamam yaptım diyelim hangi yayınevine gidicem de bana kucak açıcak onu bilmiyorum, sanırım bu dünyada senin sadece istemen tek başına birşey ifade etmiyor.
*işten eve geldiğimde daha enerjik olmalıyım.
yemek yapmalıyım .yemeliyim.buna paralel bulaşık tabi.


:(

bazen hiç konuşasım gelmiyor.
bugünlerde onlardan biri gibi.

21 Kasım 2008 Cuma

tüyo müyo


**
yengeç burcu olduğumu hiç sanmıyorum sevgili blög,
bende tam bir ikizler dönekliğiyle harmanlanmış aslan böbürlenmeciliği mevcut.
haaaa bunun içinde bir de balık hassaslığı ve sulugözlülüğü var, onu hiç unutmayalım.

neden mi,
yahu bi günüm diğerini tutmuyor, hatta saatlerim bile..
bi gün dünyanın en kendine güvenen yaratığıyım, başka bi gün yorganın altından çıkasım bile gelmiyor..melankoliği seven pis huyumu anlatmıyorum.

*p.s;ağlayınca hayat güzel, dünyaaa güzeel, herşeeeey güzel,
sen güzelsiiiin güzeeelsinn,,adlı bir tez'im var ayrıcana..

şimdi efenim, önce bir çağan ırmak filmi temin edilir,,
mümkünse babam ve oğlum olabilir, ama ıssız adam da harika diyebilirim.)özellikle uyuz olunan sevgiliyle gidilirse çıkışta eller daha bir kenetlenmiş olunuyor nedense..onu bir ara anlatıcam.unutturma.)

soracımaa, film boyunca bol bol ağlanılır, böle böğüre böğüreeeee.
o tuzlu gözyaşlarının etkisiylen, uyunulur, ki o çok datlu bir uykudur, sölemeden geçemicem.
sabah kalktığında hele bi bak aynaya, bebek beeebeeek.
o gün sadece bir rimel bir allık kafidir, şekeerim.

ne kadar masum göründüğünü söleyenler mi ararsın ,, ohoooo.
bir de ağlarken gözlerin renginin açılma konusu var, o da ayrı bir konu.burda dozaj çok önemli; cok abartıp karsındakinin burnundaki mukus tabakasıyla muhattap olmasını istemessin demi.
neyse .

sevgili blög, yaşlanıyorum!!!!


sevgili blög;
yaşlanıyorum,
26 yaşında bir ev kızı olarak değil ama bu değerimi bir türlü anlamayan ofis insanları yanında kuruyup gidiyorum.
hala tahta kalemi o,5 uçlu kaleme tercih ediyorum, özellikle tepesinden ısırılmıssa, ımmmmmm tadından yenmez yahuuu!!

penceremin önünde sardunya bakıp, kocamın yolunu gözleyerek kırışmak, sanırım daha eğlenceli olurdu..

tek derdim duvar kağıdının yeniden moda olması olurdu..onları yeniden söktürmek için kocamla başbaşa kaldığımda iki cilve yeterdi.

--neyse gerçeğime dönelim.
evli değilim, yakın gelecekte bir kocam olma ihtimali bile yok.
kendi paramı eşşekler gibi kendim kazanmak zorundayım.
zengin bir koca bulma ihtimalim, bu kendimi pazarlayamama yeteneğimle yüzde o.




son.